11 Temmuz 2012 Çarşamba

Kız Kısmı - Siminya




Kitap Adı: Kız Kısmı
Yazar Adı: Siminya
Türü: E-Edebiyat
Yayınevi: Sayfa 6
Format: Paperback
Dil: Türkçe
Sayfa Sayısı: 336

Öncelikle E-edebiyattan pek anlayan bir insan değilim. Nedir, ne değildir pek bilmem. Ama iyi bir okuyucuyumdur. Beni sıkmadığı sürece herşeye açığım. Okumadan önce bir kaç yerde "Yalan bu ya!" "Gerçek hikayesini yazmamış, kandırıkçı!" tipi laflar görmüştüm. Bu sebepledir ki bir biyografi vari kitaptan çok, kurguymuşçasına okudum. Zaten yazar size neyi doğru, neyi yalan söylediğini anlayamacağınız bir çıkmazda bırakıyor. Bir nevi yıllarca içinden çemkirdiği şeyleri, yazarak dile getirip, bize de hangisi yalan hangisi doğru olduğunu bilemeyeceğimiz ama kendisinin yıllarca içinde kalan o sıkıntıyı sonunda dışarı atıp, rahatladığı bir hikaye bırakıyor.

Eğer hepsi tamamen yalansa da yine helal olsun. Güzel kurgulamış. Herşeyden önce günümüz hoppalarına güzel bir ders kitabı gibi geliyor bana. Herşeyin güllük gülistanlık olmadığı, hayatın ellerindeki cep telefonlarının modelinin düşüklüğünden, sevgililerinin olmaması veya olupta çok dert yakınacak bir tip olmasından ibaret olmadığını özetle gerçek dünyayı azıcık görürler belki. Bu tür sebeplerdendir ki kendimi yaşıtlarımla pek rahat hissedemiyorum. Şikayetleri fazla çocuksu, hayalleri ise fazla şımarık geliyor.

Kitabımıza dönersek hikaye, içkici, kumarcı, karı ve  kız düşkünü, dayakçı bir baba, dini bütün, gözü açılmamış bir anne, iki birbirinden cadoloz abla, gerzek bir abisi olan Siminyamızın başına gelenler anlatılıyor. Çocukluk muzurluklarından, kız kaçırmaya, görücü hikayelerinden tutun neler yok ki kitapta.

Çocukluk anılarını çok gülerek okudum. Ta ki ilk aşkı Nihat'a kadar. Ondan sonra olaylar biraz acı, tatlı hale geldi. Ayrıca kitabın sonunu tatmin edici bulmadım. Kapağı kapatırken "Ne alaka?" oldum. "Ben mi anlamadım olanları?" diye devam ettirdim içsel konuşmamı ama hala sorunun cevabı bulunamamakta. Ayrıca bazen konuları fazla uzatmış gibi geldi bana. Belki sürekli lay lay lom geçen bölümlere alışkanlık yaptığımdan olabilir. Bu sebepledir ki kitaba ne dört, ne üç verebildim. Orta yolda buluştuk, üç buçuk ile benden sınıfı geçti.

Buda kitaptan beğendiğim alıntılar;
Kirpiklerimi öpeceğin için katran sürmemi sevmezdin ya...
Bana sormadan gittin diye bütün kirpiklerimi yolup attım. Ve o günden sonra sana sormadan hep ama hep katranlara battım.

***

Başkaları için medeniyet benim için geride kalmışlık demek olan o köprünün alıntıda yatan kirli bakışlı adam; ölmüş olman beklemeyi bırakacağım anlamına hiç gelmedi. Ben seni beklemeye hep sadık kaldım. Hep esir kaldım. Hatıranı sakladım, günahlarını sevdim. Saçlarımı hiç kesmedim, ara sıra ördüm. Seni çok özledim.

Değerlendirme;

3.5/5


0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...