Kitabın Adı: Viking!
Yazarın Adı: Connie Mason
Yayınevi: Leisure Books
Türü: Tarihi Aşk Romanı, Orta Çağ
Format: E-Book
Dil: İngilizce
Sayfa Sayısı: 390
Çıkış Tarihi: 1998
Bu kitabı baya uzun süredir aramaktaydım. Bir ara Viking diye sayıkladığım zamanlar bulamadım diye çok üzülmüştüm ama şimdi ki aklıma olsa kızardım kendime. Ha, kitap kötü değildi ama beni deli eden türlü olayla birleştirilmiş bir hikayesi vardı.
İlk başlarda kendimi hızlı bir treni binmiş gibi hissettim. Cidden olaylar o kadar baş döndürücü şekilde hızlı oldu ki, olduktan çok sonra bana farkındalık geliyordu neredeyse.
Sonrasında ise oğlumuzun bildiğiniz kas kafalı olması olayı bir güzel sıvadı desek yeridir. Komikti yahu. Acınacak derecede. Adam ona bir kere bile yalan söylemeyen kızın dediğine katiyen inanmıyor ama kaç kere yalan, dolanını yakaladığı kişilerin söylediklerine hemen inanıp atlıyor.
Her bir komploda saçımı başımı yolacaktım "Artık yeter!" dedirtti. Kızımız ise valla gariban. Kaderinin bir gün Viking'e gönlünü kaptırması olduğuna inandırtılarak büyütülmüş. Bu Viking'de hödük çıkınca ne yapsın kızcağız, kaderim budur diye katlandı. Gerçi başlarda savaştı ama esir alınmışsın, köyün işgal altında gibi bir şey. Adamda kafaya koymuş seni öldürecekti, son anda fikrini değiştirip yaşamanı istiyor. Sana ne yapacağı meçhul.
Korkacak bir durum ama kızımız yine cesurca direniyor. Herkes kızdan cadı diye korkuyor. İstisnasız. Oğlan kız beni büyüledi diye salmış lafı bir kere durdurabilene aşkolsun. Hödük, kıza kapıldığını açıklayacağına bunu kitap boyunca büyüye vurdu. Bak, yine hatırladım da sinirlerim zıpladı. Oyh. Neyse efenim, oğlanın olmaz olasıca bir nişanlısı var. Her işe muzur. Kızı ne yapsamda attırsam, insanların gözünden düşürsem diye elini ardına koymuyor. Abiside kızı isteyince iş birliği yapıyorlar.
Thorne bu aralar kıza sahip olsam acaba büyülenmiş halim daha beter olur mu olmaz mı düşüncelerine boğulmuş şekilde. Kızda evlenmeden asla diyor mu? Şaka gibi adam kızla evleniyor. Bu hızlı kararına bir güzelde pişman ediyorlar mı? Babası kızı gelini olarak kabul etmez, birde adamın nişanlısının getireceği serveti isterken, ikinci kardeşe pas atılan Bretta kudurmuş durumdadır.
Şımarık cadı Thorne'u zehirle öldürmeye çalışır. Herkes kızımız ve onun yanında gelen akıl hocasını suçladığından Thorne'u iyileştirmek için yanına yaklaştırmazlar. Oğlanın babasıda tam kızı öldürtecekken Bretta'nın abisi ben alır, bir daha da buralara getirmem deyip kızı götürür.
Ben burada "Bu kız Rolo'nun metresi olup, bir de hamile kalırsa yakar, yıkarım bu kitabı!" modundayım elbette. Gel gelelim, oğlumuzun kızın akıl hocasının yardımıyla iyileşmesi uzun süre dursun, bu arada kızımızda bitkilerle Rolo'yu iktidarsız ediyor. Thorne bir de iyileştikten sonra kızın onu zehirlediğini öğrenince evliliğinin iptal olduğunu ilan ediyor. Bretta'nın da yaptıkları ortaya çıkınca kızı evine yolluyorlar.
Fiona yani kızımıza da hemen yetiştiriyor. "Kocan seni boşadı!" diye pis yelloz. Ama oğlan Bretta'nın ardından kızı almaya geliyor. Rolo'da seve seve kızı veriyor. Vikingler malum yataktaki becerileriyle övünürler. Adam çok içerlemiş bu iktidarsızlık durumuna. Thorne'u babası reddetmiş, aklının başında olmadığını söylemiştir. Eğer o kızın peşine giderse mirasını kardeşine devredecektir. Thorne bunları göze alarak Fiona ile yola çıkar ama kız yoldayken bir şeyler "görür." Thorne'un evi işgal altındadır. Hemen giderler ama Thorne'un babası sizlere ömür. Adam son nefesinde bile "Cadıyı öldürün!" diye söyleyince Thorolf yani oğlumuzun kardeşi direkt kıza atılır ama Thorne araya girer.
Kızımız iki gün odada mahzur gibi kalırken cenazeler yapılır. Ondan sonrada gemiyle kızın diyarına yolculukları başlar. Üç günlük yola gelmişlerken kızımız tekrar bir şeyler "görür" ve hayda tekrar başa dönerler. Bu sefer durum feci. Thorolf kaçırılmış, evleri yok edilmiş. Kurtarma operasyonunda da Thorne yaralanıyor. Bu arada ev filan olmayınca komşularında, yani bakın siz şu tesadüfe Rolo'larda kalmak zorundalar. Oğlumuz iyileşe dursun, kızımız hamile olduğunu öğreniyor. Tabii, Bretta durur mu? Ortalığı mikser gibi karıştırıp duruyor. Thorne'a karnındaki Rolo'dan diyor her fırsatta. Adamda şaka gibi bizimkine inanmıyor. Kızımız ne kadar aldırmazlıktan gelsede içinde bir acı bu durum.
Gel zaman git zaman oğlumuz iyileşiyor. Rolo o aralar eve 14'lük bir gelin getirmiş. Thorne da soruyor bu çocuk senden mi? Rolo'da "Öyleyse bile, ben istemiyorum. Senin olsun." diyerek gururunu koruyor leş kargası. O arada Thorolf abisini yeni evlerin inşaatı için çağırdığında kızımız orada bir yardımcı kolesiyle kala kalıyor. Yeni gelin kötü muamele gördüğünden Fiona ona yardım edip Rolo'yu iktidarsız edince adam çıldırıyor. Kızı dövüyor. Bretta'nında yönlendirmesiyle bunları köle diye sattırıyor. Fiona son dakika yeni gelini evine gönderirse kabul edeceği bir anlaşma sunuyor.
Fiona ve kölesi satılıyor. Köle tüccarının evinde bir süre kalıyor. Adam sonra avda kaza geçirip yaralanınca, kızımızda iyileştirmesi halinde onları serbest bırakmasını talep ediyor. Ve olanda bu oluyor. O arada Thorneda Rolo'lara kızı görmeye gitmiş. Birde güzel yalanlar döşemişler mi oğlana? Ama bir şeyin yanlış olduğunu sezmekte. Gecede kölelerden biri oğlana durumu anlatınca ilk ışıkla köle tüccarına gidiyor. Adamda gittiklerini söyleyince karlar içinde mücadeli yolculuk başlıyor. İki gün sonra bulabiliyorlar kızları. Ama tam geldikleri vakit Fiona düşük yapmakta. O kulübede baya bir süre kalıyorlar. Thorne diğer ikiliyi gidecekleri yere yolluyor. Geride Fiona'yla beraber iyileşmesini bekliyorlar.
Kıza oğlanın onun satılması istediğini söylemişler. Birde çocuğunu kaybedince adamdan nefret ediyor tabii. Neyse, bu durum kısa bir sürede düzeltilince, çiftimizde eski hallerine dönünce, Rolo'nun eski karısının ailesine sığınıyorlar. Bütün bir kış orada kalıp bahardaki saldırı için plan yapıyorlar. Bahar gelincede kızlar gelmek için direniyorlar. Malum Viking kadınlarıda savaşa giderler. Az gidip uz gidip altı günde ulaşıyorlar. Rolo çoktan savaşa hazır bir şekilde. Rika'nın - eski eşinin- babası çeyizinin geri verilmesini istiyor, Rolo'da kabul etmeyince yarın savaş olacağı ilan ediyor. Savaşa Thorolf'da katıldı. Rika ile evlenmek istiyor savaş sonrası.
Savaş kanlı sürerken düşman bozguna uğratılıyor. Bretta'da kaçarken kızımızı esir tutup güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Kızımızda tam gemiye bindirileceği zaman denize atlıyor zırhıyla. Kurtulması bir mucize olarak görülüyor. Bu olayın akabinde çiftimiz zaferlerini "sevinçle" kutlarken hikaye iki yıl sonrasına atlıyor.
Kızımızın eski adasına yerleşmişler. İkide erkek çocukları olmuş. Herkes mutlu bir şekilde yaşarken Thorolf geliyor. Bütün insanlarıyla. Yer kavgası için bıktığını ve buraya yerleşmek istediğini söylüyor ve huzurlu, mutlu bir son ile kitabımızı kapatıyoruz.
İlk başlarda kendimi hızlı bir treni binmiş gibi hissettim. Cidden olaylar o kadar baş döndürücü şekilde hızlı oldu ki, olduktan çok sonra bana farkındalık geliyordu neredeyse.
Sonrasında ise oğlumuzun bildiğiniz kas kafalı olması olayı bir güzel sıvadı desek yeridir. Komikti yahu. Acınacak derecede. Adam ona bir kere bile yalan söylemeyen kızın dediğine katiyen inanmıyor ama kaç kere yalan, dolanını yakaladığı kişilerin söylediklerine hemen inanıp atlıyor.
Her bir komploda saçımı başımı yolacaktım "Artık yeter!" dedirtti. Kızımız ise valla gariban. Kaderinin bir gün Viking'e gönlünü kaptırması olduğuna inandırtılarak büyütülmüş. Bu Viking'de hödük çıkınca ne yapsın kızcağız, kaderim budur diye katlandı. Gerçi başlarda savaştı ama esir alınmışsın, köyün işgal altında gibi bir şey. Adamda kafaya koymuş seni öldürecekti, son anda fikrini değiştirip yaşamanı istiyor. Sana ne yapacağı meçhul.
Korkacak bir durum ama kızımız yine cesurca direniyor. Herkes kızdan cadı diye korkuyor. İstisnasız. Oğlan kız beni büyüledi diye salmış lafı bir kere durdurabilene aşkolsun. Hödük, kıza kapıldığını açıklayacağına bunu kitap boyunca büyüye vurdu. Bak, yine hatırladım da sinirlerim zıpladı. Oyh. Neyse efenim, oğlanın olmaz olasıca bir nişanlısı var. Her işe muzur. Kızı ne yapsamda attırsam, insanların gözünden düşürsem diye elini ardına koymuyor. Abiside kızı isteyince iş birliği yapıyorlar.
Thorne bu aralar kıza sahip olsam acaba büyülenmiş halim daha beter olur mu olmaz mı düşüncelerine boğulmuş şekilde. Kızda evlenmeden asla diyor mu? Şaka gibi adam kızla evleniyor. Bu hızlı kararına bir güzelde pişman ediyorlar mı? Babası kızı gelini olarak kabul etmez, birde adamın nişanlısının getireceği serveti isterken, ikinci kardeşe pas atılan Bretta kudurmuş durumdadır.
Şımarık cadı Thorne'u zehirle öldürmeye çalışır. Herkes kızımız ve onun yanında gelen akıl hocasını suçladığından Thorne'u iyileştirmek için yanına yaklaştırmazlar. Oğlanın babasıda tam kızı öldürtecekken Bretta'nın abisi ben alır, bir daha da buralara getirmem deyip kızı götürür.
Ben burada "Bu kız Rolo'nun metresi olup, bir de hamile kalırsa yakar, yıkarım bu kitabı!" modundayım elbette. Gel gelelim, oğlumuzun kızın akıl hocasının yardımıyla iyileşmesi uzun süre dursun, bu arada kızımızda bitkilerle Rolo'yu iktidarsız ediyor. Thorne bir de iyileştikten sonra kızın onu zehirlediğini öğrenince evliliğinin iptal olduğunu ilan ediyor. Bretta'nın da yaptıkları ortaya çıkınca kızı evine yolluyorlar.
Fiona yani kızımıza da hemen yetiştiriyor. "Kocan seni boşadı!" diye pis yelloz. Ama oğlan Bretta'nın ardından kızı almaya geliyor. Rolo'da seve seve kızı veriyor. Vikingler malum yataktaki becerileriyle övünürler. Adam çok içerlemiş bu iktidarsızlık durumuna. Thorne'u babası reddetmiş, aklının başında olmadığını söylemiştir. Eğer o kızın peşine giderse mirasını kardeşine devredecektir. Thorne bunları göze alarak Fiona ile yola çıkar ama kız yoldayken bir şeyler "görür." Thorne'un evi işgal altındadır. Hemen giderler ama Thorne'un babası sizlere ömür. Adam son nefesinde bile "Cadıyı öldürün!" diye söyleyince Thorolf yani oğlumuzun kardeşi direkt kıza atılır ama Thorne araya girer.
Kızımız iki gün odada mahzur gibi kalırken cenazeler yapılır. Ondan sonrada gemiyle kızın diyarına yolculukları başlar. Üç günlük yola gelmişlerken kızımız tekrar bir şeyler "görür" ve hayda tekrar başa dönerler. Bu sefer durum feci. Thorolf kaçırılmış, evleri yok edilmiş. Kurtarma operasyonunda da Thorne yaralanıyor. Bu arada ev filan olmayınca komşularında, yani bakın siz şu tesadüfe Rolo'larda kalmak zorundalar. Oğlumuz iyileşe dursun, kızımız hamile olduğunu öğreniyor. Tabii, Bretta durur mu? Ortalığı mikser gibi karıştırıp duruyor. Thorne'a karnındaki Rolo'dan diyor her fırsatta. Adamda şaka gibi bizimkine inanmıyor. Kızımız ne kadar aldırmazlıktan gelsede içinde bir acı bu durum.
Gel zaman git zaman oğlumuz iyileşiyor. Rolo o aralar eve 14'lük bir gelin getirmiş. Thorne da soruyor bu çocuk senden mi? Rolo'da "Öyleyse bile, ben istemiyorum. Senin olsun." diyerek gururunu koruyor leş kargası. O arada Thorolf abisini yeni evlerin inşaatı için çağırdığında kızımız orada bir yardımcı kolesiyle kala kalıyor. Yeni gelin kötü muamele gördüğünden Fiona ona yardım edip Rolo'yu iktidarsız edince adam çıldırıyor. Kızı dövüyor. Bretta'nında yönlendirmesiyle bunları köle diye sattırıyor. Fiona son dakika yeni gelini evine gönderirse kabul edeceği bir anlaşma sunuyor.
Fiona ve kölesi satılıyor. Köle tüccarının evinde bir süre kalıyor. Adam sonra avda kaza geçirip yaralanınca, kızımızda iyileştirmesi halinde onları serbest bırakmasını talep ediyor. Ve olanda bu oluyor. O arada Thorneda Rolo'lara kızı görmeye gitmiş. Birde güzel yalanlar döşemişler mi oğlana? Ama bir şeyin yanlış olduğunu sezmekte. Gecede kölelerden biri oğlana durumu anlatınca ilk ışıkla köle tüccarına gidiyor. Adamda gittiklerini söyleyince karlar içinde mücadeli yolculuk başlıyor. İki gün sonra bulabiliyorlar kızları. Ama tam geldikleri vakit Fiona düşük yapmakta. O kulübede baya bir süre kalıyorlar. Thorne diğer ikiliyi gidecekleri yere yolluyor. Geride Fiona'yla beraber iyileşmesini bekliyorlar.
Kıza oğlanın onun satılması istediğini söylemişler. Birde çocuğunu kaybedince adamdan nefret ediyor tabii. Neyse, bu durum kısa bir sürede düzeltilince, çiftimizde eski hallerine dönünce, Rolo'nun eski karısının ailesine sığınıyorlar. Bütün bir kış orada kalıp bahardaki saldırı için plan yapıyorlar. Bahar gelincede kızlar gelmek için direniyorlar. Malum Viking kadınlarıda savaşa giderler. Az gidip uz gidip altı günde ulaşıyorlar. Rolo çoktan savaşa hazır bir şekilde. Rika'nın - eski eşinin- babası çeyizinin geri verilmesini istiyor, Rolo'da kabul etmeyince yarın savaş olacağı ilan ediyor. Savaşa Thorolf'da katıldı. Rika ile evlenmek istiyor savaş sonrası.
Savaş kanlı sürerken düşman bozguna uğratılıyor. Bretta'da kaçarken kızımızı esir tutup güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Kızımızda tam gemiye bindirileceği zaman denize atlıyor zırhıyla. Kurtulması bir mucize olarak görülüyor. Bu olayın akabinde çiftimiz zaferlerini "sevinçle" kutlarken hikaye iki yıl sonrasına atlıyor.
Kızımızın eski adasına yerleşmişler. İkide erkek çocukları olmuş. Herkes mutlu bir şekilde yaşarken Thorolf geliyor. Bütün insanlarıyla. Yer kavgası için bıktığını ve buraya yerleşmek istediğini söylüyor ve huzurlu, mutlu bir son ile kitabımızı kapatıyoruz.
Dipnot: Bretta'nın ölümü benim elimden olmalıydı! :(
Değerlendirme;
0 yorum:
Yorum Gönder