İkinci blog turumuza hoş geldiniz!
Bu sefer ki programımızda bizim için bir sosyal sorumluluk projesi haline gelen, dünyamızın en büyük ayıplarından biri olan çocuk istismarı konusunun işlendiği Güneşin Kızları. Tur çerçevesinde bu konu hakkında ufakta olsa bilgilerde bulabileceksiniz.
Bu sefer ki programımızda bizim için bir sosyal sorumluluk projesi haline gelen, dünyamızın en büyük ayıplarından biri olan çocuk istismarı konusunun işlendiği Güneşin Kızları. Tur çerçevesinde bu konu hakkında ufakta olsa bilgilerde bulabileceksiniz.
Tur programımız;
Kitap Yorumu ve Hikâyenin Ardındaki Hikâye Kitap Hayvanının Günlüğünde!
Ön Okuma & Kitap Çekilişi Kağıt Kız'da!
Kitap Yorumu ve Okuyucu Testi Kitab-ı Sevda'da!
Yazar Corban Addison'la röportaj Zimlicious'ta!
Detaylı Kitap Yorumu Kitap Esintisinde!
Kitap Yorumu ve Alıntılar Sevgili Kitap'ta!
Kitap Yorumu Kitaplık Kedi'sinde!
Kitap Adı: Güneşin Kızları
Yazar Adı: Corban Addison
Yazar Adı: Corban Addison
Türü: Dram
Yayınevi: Feniks Kitap
Format: ARC Paperback
Dil: Türkçe
Sayfa Sayısı: 464
Çıkış Tarihi: 2012
Çevirmen: Arzu Altınanıt
Çevirmen: Arzu Altınanıt
İstatistiklere göre geçen yıl ülkemizde yedi bin çocuk istismara uğradı. Son on yılda istismara uğrayan çocukların sayısı ise en iyimser tahminlerle 250 bin!
Son 20 yılda ise aile içinde birinci yakınlarının ve akrabalarının istismarına uğrayan çocuk sayısının 350 ile 400 bin arasında olduğu söylenebilir. Bu vakalardan sadece 600’ü yargıya yansıdı.
Bunlar sırf ülkemizde ki rakamlar. Bu iş dünyaya dökülünce ortaya çıkan rakam daha da içler acısı. Yazıma istatistiklerle başlamamın sebebi, konunun vehametini bir kere daha gözler önüne sermekti. Yazarımızda bu konuda davasına baş koyarak durumun perişanlığını gözler önüne seren bir eser ortaya koymuş.
Açıkçası beni bu tür konular çok fazla etkiliyor. Gerçi kimi etkilemez ki? Vicdanı olan bir insan evladı etkilenmeden duramaz. Bu sebepledir ki gerçek hikayeler veya dramın geçtiği kitapları genellikle tercih etmem. Ama korktuğumun aksine kendini mendil elimde, boğazım düğüm düğüm bulamadım.
Emin değilim ama sanırım bu beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Çocuk istismarının gerçek halini gözler önüne sererken yazarımız bizi fazla detaylardan sakındırmış. Kitabın etkileyeceliği için birazda olsa bu yönünü köreltmemeliydi diye düşünüyorum.
Ayrıca yazarın tarzı, ben amatörüm! diye bağırıyordu. Tabii, yazarımızın asıl mesleğinin bu iş olmadığı düşünülürse normal bir durum. Ama keşke bu işi hakkıyla ortaya çıkarabilecek bir profesyönele yazıya dökme işini verseydi diyemeden de edemiyorum. Çeviri ise bence akıcıydı. Edit kaynaklı bir kaç unutulmuş harf ve bağlaç hataları dışında bir sorun yoktu.
Karakterlerimize gelirsek, Thomas'ın kitabın özetini okuduğumda aklımda canlanan kahramanla alakası yoktu. Gayet hataları içinde boğulmuş bir karakter. Bu konu açısından gerçekçi bir kurguya sahip. Yine özete kıyasla kitabın yarısına kadar kızları değil kurtarmak, tanımıyordu bile. Ne zaman ki kaçırılan kızlarımızdan küçüğünü kurtaramadılar, Thomas devreye girdi.
Açıkçası kızlarımızın başına gelen bölümleri daha heyecanlı şekilde okudum. Bazen öyle yerlerde anlatım değişti ki - en nefret ettiğim şeylerden biridir, sanki filmin en heyecanlı anında kesilmesi gibi - yazara kızmadan da edemedim. Bu sebeple bazı Thomaslı bölümler işkence gibiydi benim için. Katlanmam gerekti.
Son 20 yılda ise aile içinde birinci yakınlarının ve akrabalarının istismarına uğrayan çocuk sayısının 350 ile 400 bin arasında olduğu söylenebilir. Bu vakalardan sadece 600’ü yargıya yansıdı.
Bunlar sırf ülkemizde ki rakamlar. Bu iş dünyaya dökülünce ortaya çıkan rakam daha da içler acısı. Yazıma istatistiklerle başlamamın sebebi, konunun vehametini bir kere daha gözler önüne sermekti. Yazarımızda bu konuda davasına baş koyarak durumun perişanlığını gözler önüne seren bir eser ortaya koymuş.
Açıkçası beni bu tür konular çok fazla etkiliyor. Gerçi kimi etkilemez ki? Vicdanı olan bir insan evladı etkilenmeden duramaz. Bu sebepledir ki gerçek hikayeler veya dramın geçtiği kitapları genellikle tercih etmem. Ama korktuğumun aksine kendini mendil elimde, boğazım düğüm düğüm bulamadım.
Emin değilim ama sanırım bu beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Çocuk istismarının gerçek halini gözler önüne sererken yazarımız bizi fazla detaylardan sakındırmış. Kitabın etkileyeceliği için birazda olsa bu yönünü köreltmemeliydi diye düşünüyorum.
Ayrıca yazarın tarzı, ben amatörüm! diye bağırıyordu. Tabii, yazarımızın asıl mesleğinin bu iş olmadığı düşünülürse normal bir durum. Ama keşke bu işi hakkıyla ortaya çıkarabilecek bir profesyönele yazıya dökme işini verseydi diyemeden de edemiyorum. Çeviri ise bence akıcıydı. Edit kaynaklı bir kaç unutulmuş harf ve bağlaç hataları dışında bir sorun yoktu.
Karakterlerimize gelirsek, Thomas'ın kitabın özetini okuduğumda aklımda canlanan kahramanla alakası yoktu. Gayet hataları içinde boğulmuş bir karakter. Bu konu açısından gerçekçi bir kurguya sahip. Yine özete kıyasla kitabın yarısına kadar kızları değil kurtarmak, tanımıyordu bile. Ne zaman ki kaçırılan kızlarımızdan küçüğünü kurtaramadılar, Thomas devreye girdi.
Açıkçası kızlarımızın başına gelen bölümleri daha heyecanlı şekilde okudum. Bazen öyle yerlerde anlatım değişti ki - en nefret ettiğim şeylerden biridir, sanki filmin en heyecanlı anında kesilmesi gibi - yazara kızmadan da edemedim. Bu sebeple bazı Thomaslı bölümler işkence gibiydi benim için. Katlanmam gerekti.
Konusu hakkında diyecek tek bir eleştirim bile yok. Araştırmasını gerçekten iyi yapmış. Benim içinde keşfi hayli ilginç bir dünya oldu. Hem kültürel, hem de yeraltı dünyası olarak. Yazarımızın Sita'yı ablasının aksine sakınması iyi oldu. Yüreğime onun da istismar edilmesine dayanır mıydı bilemiyorum. Ahalya'nın sonunda ki süprizide bembeyaz bir yeni sayfa gibiydi adeta. Thomas ile karısı kavuşmaları benim mantık çerçevemden bakılınca olmamıştı. Thomas aksine burnunun baya bir sürtünmesini hak ediyordu. Ama ne yaparsınız, kurgu bu işte.
Gerçeklere karşı gözünüzün azıcık açılmasını, toplumca ayıbımızın olan bu konuya duyarlı olmayı istiyorsanız okuyabileceğiniz bir kitap.
Değerlendirme;
3.5/5
Buda metnini çevirdiğimiz kitap fragmanı;
Bir dahaki blog turumuzda görüşmek üzere! Katkılarından dolayı Feniks Kitap'a teşekkür ederiz!
Amatörce yazı konusunda katılıyorum. Biraz daha etkileyici bir dil ile çok daha iyi bir kitap olabilirdi. Ayrıca biraz daha ayrıntıya girse fena olmazdı dediğin gibi. :) Son sayfalarda biraz hüzünlendim onun dışında bir tek gözyaşı dökmedim ki çok sulugözümdür.
YanıtlaSilEllerine sağlık Hanife! Kızların bölümlerini ben de merakla okudum. Thomas'ın aşk-meşk ilişkileri de çok gereksiz geldi. Adamı insanlaştırmak için eklenmiş sanırım ama olmasa da olurdu.
YanıtlaSilBi ben mi ağladım ya:P Bence Thomas'ı insanlaştırmasının nedeni okuyucunun onun yerine kendini koyabilmesini sağlamak. Sonuçta verilen mesaj "herkes bu konuda birşeyler yapabilir" bu yüzden de eğer Thomas mükemmel biri olsaydı hayal edilmesi zor olurdu diye düşünüyorum. Ellerine sağlık canım yorumun muhteşem:)
YanıtlaSil