Kitap Adı: İçinde Aşk Saklı
Yazar Adı: Judith McNaught
Türü: Tarihi Aşk Romanı, Regency
Yayınevi: Epsilon
Seri Adı: Westmoreland
Seri Sıralaması: 2
Toplam Kitap Sayısı: 3
Format: Paperback
Sayfa Sayısı: 679
Çıkış Tarihi: 2009
Çevirmen: Aslı Güçlü
Hımmm, bu kitaba nasıl bir yorum yazsam. Öncelikle ben koyu bir Anti-Clayton'cıyım bunu belirtiyim. Bu Clayton'ı hiç sevmediğim anlamına gelmiyor. "Bazı" tavırlarından dolayı adamdan soğudum. Kitap benim ikinci historical türünde kitabımdı ve bayıla bayıla, ağlayarak, bol bol gülerek okudum. Whitney'in saçmalıkları çoğu zaman sınırımı zorladı. Hele o Paul salağı ne diye fuzulü yer kaplıyor anlamadım. Clayton ahh, çok savaştı adam çook, bizim kız saf hala Paul diye inledi durdu.
Clay'in birinci hatası kadını satın alarak ona sahip olabileceğini düşünmesiydi. Bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla durumu gerçekleşti tabii. Ama kızı kendine sevdirmek için ne kadar çabaladıysa Whitney kaçtı. Azcık kendini geri çekti, bak kız koştura koştura kollarına geldi. Taktiklerin adamı Clay ya! Ama bir salak kızın lafına kıza "tecavüz" etmek Clay'e hiç yakışmadı. Bu yüzden kınadım ve soğudum bu karakterden. Hiç bir şey onu bu konuda haklı çıkartmıyor. Lütfen beni bu konuda ikna etmeye çalışmayın.
Neyse, ayrılık düştü aralarına ama yine gururunu kıran Whitney oldu. Koştu kollarına, o kendini clay le evlenicek sanan cadolozada ağzının payını bir güzel verdi. Bu kitapta ben Stephan'ı - Clay'in kardeşini - pek sevdim, kitabı okurken hep içimden onunda kitabı olsa diye geçmişti. Şans bu ki varmış, çok sevindim.
Sonracığıma bizim karakterler evlendiler, pek mutlular, bu yazar durur mu? Araya yine entirika sıkıştırdı a dostlar! Çocuğu başkasından sandı be salak oğlum Clay! Ahh ahh Whitney onu tokatlamakla az bile yaptı. Çekti gitti de beyimizin sinirden kıpkırmızı olarak heryeri gördüğü gözleri azıcık açıldığında farkına vardı herşeyin! Bu sormadan hükmü verme huyu berbat bir şey. Ama adamın o endamlı tavırlarını da elbette seviyorum. Davranışlarını tasvip etmiyorum. Benim çoook sevdiğim bir kitaptır. :)
Clay'in birinci hatası kadını satın alarak ona sahip olabileceğini düşünmesiydi. Bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla durumu gerçekleşti tabii. Ama kızı kendine sevdirmek için ne kadar çabaladıysa Whitney kaçtı. Azcık kendini geri çekti, bak kız koştura koştura kollarına geldi. Taktiklerin adamı Clay ya! Ama bir salak kızın lafına kıza "tecavüz" etmek Clay'e hiç yakışmadı. Bu yüzden kınadım ve soğudum bu karakterden. Hiç bir şey onu bu konuda haklı çıkartmıyor. Lütfen beni bu konuda ikna etmeye çalışmayın.
Neyse, ayrılık düştü aralarına ama yine gururunu kıran Whitney oldu. Koştu kollarına, o kendini clay le evlenicek sanan cadolozada ağzının payını bir güzel verdi. Bu kitapta ben Stephan'ı - Clay'in kardeşini - pek sevdim, kitabı okurken hep içimden onunda kitabı olsa diye geçmişti. Şans bu ki varmış, çok sevindim.
Sonracığıma bizim karakterler evlendiler, pek mutlular, bu yazar durur mu? Araya yine entirika sıkıştırdı a dostlar! Çocuğu başkasından sandı be salak oğlum Clay! Ahh ahh Whitney onu tokatlamakla az bile yaptı. Çekti gitti de beyimizin sinirden kıpkırmızı olarak heryeri gördüğü gözleri azıcık açıldığında farkına vardı herşeyin! Bu sormadan hükmü verme huyu berbat bir şey. Ama adamın o endamlı tavırlarını da elbette seviyorum. Davranışlarını tasvip etmiyorum. Benim çoook sevdiğim bir kitaptır. :)
Değerlendirme;
0 yorum:
Yorum Gönder