Kitap Adı: Kiss An Angel
Yazar Adı: Susan Elizabeth Phillips
Türü: Günümüz Aşk
Yayınevi: Avon
Format: E-Book
Dil: İngilizce
Sayfa Sayısı: 384
Çıkış Tarihi: 2009
Cidden ama cidden güzel kitaptı. Susan’ın şu ana kadar okuduğum bu üçüncü kitabı olsa da yazarın kurgularının bana göre eşsizliğine hayranım. İşleyiş şekli ise okumayı bir o kadar zevk haline getiren materyallerden biri. Alfa erkekleri işleyişi ise apayrı. Burada ki Rus efendimiz de alfa erkeklerin güzel örneklerindendi. Kızımız çok saftı. Beni bile bazen deli edecek derecede!
Kitap boyunca habire haksızlığa uğraması, itilip kakılması içimi burktu bir yandan. Annen öleli bir yıl olmuş. Zaten hovarda da bir kadınmış. Sen hüznünü para harcamaya vurup işi abartmışsın, sonra baban olacak Rus dallaması ya hapse gidersin ya da söylediğim adamla evlenirsin diye resti çeker. Sende kendini senden epeyce uzun boylu, sert, gülümsemeyi bile unutmuş bir Rus ile evli bul!
Kitap boyunca habire haksızlığa uğraması, itilip kakılması içimi burktu bir yandan. Annen öleli bir yıl olmuş. Zaten hovarda da bir kadınmış. Sen hüznünü para harcamaya vurup işi abartmışsın, sonra baban olacak Rus dallaması ya hapse gidersin ya da söylediğim adamla evlenirsin diye resti çeker. Sende kendini senden epeyce uzun boylu, sert, gülümsemeyi bile unutmuş bir Rus ile evli bul!
Yaşadığın hayatın güzelliğini ve babanın muhattap olduğu insanların çevresini düşününce evlendiği adamın böyle yatları katları olduğunu felan sanan bizim saftiri kızımız kendini bir sirk alanında bulunca bayılmasına ramak kalmıştır. Üstelik kalacakları yer ise bir karavandır. Bu adi adam bir işe yaraması gerektiğini söyleyip, sirkte de çalışacağını daha ilk baştan belirtmiştir.
Bu altı aylık anlaşmalı evliliklerinde ona bakıcak, karavanını temizleyecek, ona yemek yapacak, gerekirse beraber olacak – ayı olduğunu demiştim size değil mi? – sirkte çalışacaktır birde! Amacı kıza anyayı, konyayı göstermektir kendince. Kızın babası bunu yapmasını söylerken adamdan ne beklersin ama değil mi?
Kızımızıda anasıgil gibi sanıyor bizim buz kütlesi. Hani böyle parti kızları tarzından. Yataktan yatağa atlayan, sığ, alışveriş meraklısı bir şey. Ama ah bir bilse, bir bilse!! Bizim pambık gibi kızımızın sığlıkla uzaktan alası yoktur. Verilen işleride pekala yerine getirmeye çalışır ama buz kütlesi ne bir tebessüm ne de bir teşekkür bahşeder. Birde kızımıza pusu kurmuşlar mıdır?
Kızımızıda anasıgil gibi sanıyor bizim buz kütlesi. Hani böyle parti kızları tarzından. Yataktan yatağa atlayan, sığ, alışveriş meraklısı bir şey. Ama ah bir bilse, bir bilse!! Bizim pambık gibi kızımızın sığlıkla uzaktan alası yoktur. Verilen işleride pekala yerine getirmeye çalışır ama buz kütlesi ne bir tebessüm ne de bir teşekkür bahşeder. Birde kızımıza pusu kurmuşlar mıdır?
Hah, tamam fatiha okuyalım bizim kız yeridir. Kızın suçsuz yere yargılanması, çektiği utanç yetmemiş neredeyse geberene kadar bir ay çalıştırtmıştır buz kütlesi. Buz filan diyoruz ama kızımıza arada bir kor gibi bakışları var, amanın seni, beni yakar! İş böyle olunca adamımız daha fazla kendini engelleyemez ve kıza olan çekimine kaptırır kendini. Bunun akabininde güzel bir dört ay geçirirler. Gerçekler ortaya çıkar. Çiftimiz sirkle beraber yer yer geziyordur.
Bu arada oğlumuzun bir Prens olduğunu söylemiş miydim? İşte işin karıştığı yerlerden biride burası. Dayısı olacak mendebur bu oğlanı küçükken kamçıyla canına okumuş resmen. Birde annesi babası o iki yaşında öldüğünden beri bu caninin elinde olduğunu düşününce adam kendini sevgi hissedemez bir canlı sanıyor. Bilin bakalım akabinde ne istemiyor? Çocuk! Çocuğumun benim gibi sevgisiz olmasını, onu sevemeyecek bir babası olmasını, bu yüzden de perişan olmasını istemiyorum diyor.
Bunları diyen adamımız hikaye de o sıralar kızımıza sırıl sıklam aşıkta daha görecek kadar gözleri açılmamış. Tamda o sıralar kızımız hamile olduğunu öğreniyor mu? Haydaaaa, buyrun cümbüşe. Oyy saftirim , saftirim ise bir ay daha bui şi gizliyor . Birde gidip gösteri öncesi söylüyor mu? Be yavrum, sana kimse azıcık ağırdan al, buzlarında çatlayıp, etrafa saçılma olduğunu öğretmedi. Adam zaten çocuk istemiyor. İlk tepkisi de “O çocuk aldıralacak!” oldu tabii.
Bunları diyen adamımız hikaye de o sıralar kızımıza sırıl sıklam aşıkta daha görecek kadar gözleri açılmamış. Tamda o sıralar kızımız hamile olduğunu öğreniyor mu? Haydaaaa, buyrun cümbüşe. Oyy saftirim , saftirim ise bir ay daha bui şi gizliyor . Birde gidip gösteri öncesi söylüyor mu? Be yavrum, sana kimse azıcık ağırdan al, buzlarında çatlayıp, etrafa saçılma olduğunu öğretmedi. Adam zaten çocuk istemiyor. İlk tepkisi de “O çocuk aldıralacak!” oldu tabii.
Gösteride ki kazada üstüne mum dikti mübarek. Kızımızda havaya karışarak kaçtı gitti. Alex’in anca o anda beyninde ki çarklar dönüpte, kızımızı yürekten sevdiğini anladı. 1 ay boyunca aradı durdu onu. Dedektif tuttu filan. Fayda yok. En son bir tahminden yola çıkarak kızı bulup eve getirdi de ne faide? Kızın inancı bir kere kırıldı. Onu da kitabın sonunda, onun için herşeyi olan gururunu kız uğruna çiğneyerek telafi edip, evliliklerinin yenilenmesiyle kitabı kapattım.
Şimdi buraya kadar okusanız da kitapta o kadar keşfedilecek şey var ki siz en iyisimi okuyun bunu ;)
Değerlendirme;
0 yorum:
Yorum Gönder