Kitap Adı: Pazartesi Erkeği
Yazar Adı: Eva Völler
Türü: Romantik Komedi
Yayınevi: Kyrhos Kitap
Format: Paperback
Dil: Türkçe
Sayfa Sayısı: 256
Çıkış Tarihi: 2010
Çevirmen: Şule Şenkaya
Çok uzun zamandır okumak istediğim namını duyupta fırsat bulamadığım kitabı arkadaşımdan okudum. Pazartesi Erkeği. "Bu ne?" diyebilirsiniz zira bende dedim anlamını öğrenincede çok ilginç geldi.Anlamı: Maço, despot, kıskanç, değişikliği sevmeyen gelişmemiş ayularumıza bu genel ad takılmış. Ama efenim gel gelelim ben bu lakabı pek yahşi, kara kaşlı, italyanlığını sapına kadar gösteren o yakıcı bakışlı Fabioyla özdeşleştiremedim, yapamamda! Kim yapabilir? Cesareti olan şimdi ortaya çıksın yoksa sonsuza kadar sussun!
Neyse öhöm konumuza dönelim.Olay bizim pek yahşi, paris çıkışlı Fabio'muzun bir ahçı olması, bebeciği göz bebeği olan pek meşhur lokantasının yakılması üzerine başlar. Kızımız Isabel herkesin deyimiyle tam bir zengin sürtük gibidir ve Fabio'nun yeniden kurmak istediği bir malikanede düğününü planlamak için yeri görmeye gelir ve dı dı dınnnn. Hiç heveslenmeyin bildiğiniz kedi gibi birbirlerine çemkirip durdular ilk baştan.Kız tabi iç mimarlık okumuş, görmüş geçirmiş, elinde nal gibi kafa yaracak taşla, ayağında ve üstünde özel yapım kıyafetlerle etrafta tozuttururken bizim Fabiomuzun gözlerine ziyafet aklına, cinnet geçirttiriyordur. Hakikatten, şimdi hak vermek lazım o yıkıntıyı Fabio nasıl düzeltti bende anlamış değilim zira bina yıkıldı, yıkılıcak gibiydi. Kızın düğününü orda yapmamak istemesine şaşmamak lazım. Lütfen sezarın hakkı sezara yani.
Neyse kızımız büyük salonu görmesiyle malikaneye bir güzel veriştirmekle beraber bu işin olmayacağını anlamış bulunmaktadır. Tam salondan çıkarken birde güzel kafasına kapı yiyecektir ki kaderin yağlı ellerinden kayıp sıvışmış, bu kazadanda kurtulmuştur. Nişanlıcağızını aramaya çıkarken korku filmi tadından dakikalar geçirir ve o arada sevgilisinin yakın kız arkadaşıyla çıkardığı sesler kızın kafasına öyle bir balyoz darbesi vurmuştur ki kız o sarsaklıkla merdivenlerden patır kütür düş, çok şükür hayatta ama şans insana bir kere gülüyor ikincide kurbanı olursun böyle.
Neyse öhöm konumuza dönelim.Olay bizim pek yahşi, paris çıkışlı Fabio'muzun bir ahçı olması, bebeciği göz bebeği olan pek meşhur lokantasının yakılması üzerine başlar. Kızımız Isabel herkesin deyimiyle tam bir zengin sürtük gibidir ve Fabio'nun yeniden kurmak istediği bir malikanede düğününü planlamak için yeri görmeye gelir ve dı dı dınnnn. Hiç heveslenmeyin bildiğiniz kedi gibi birbirlerine çemkirip durdular ilk baştan.Kız tabi iç mimarlık okumuş, görmüş geçirmiş, elinde nal gibi kafa yaracak taşla, ayağında ve üstünde özel yapım kıyafetlerle etrafta tozuttururken bizim Fabiomuzun gözlerine ziyafet aklına, cinnet geçirttiriyordur. Hakikatten, şimdi hak vermek lazım o yıkıntıyı Fabio nasıl düzeltti bende anlamış değilim zira bina yıkıldı, yıkılıcak gibiydi. Kızın düğününü orda yapmamak istemesine şaşmamak lazım. Lütfen sezarın hakkı sezara yani.
Neyse kızımız büyük salonu görmesiyle malikaneye bir güzel veriştirmekle beraber bu işin olmayacağını anlamış bulunmaktadır. Tam salondan çıkarken birde güzel kafasına kapı yiyecektir ki kaderin yağlı ellerinden kayıp sıvışmış, bu kazadanda kurtulmuştur. Nişanlıcağızını aramaya çıkarken korku filmi tadından dakikalar geçirir ve o arada sevgilisinin yakın kız arkadaşıyla çıkardığı sesler kızın kafasına öyle bir balyoz darbesi vurmuştur ki kız o sarsaklıkla merdivenlerden patır kütür düş, çok şükür hayatta ama şans insana bir kere gülüyor ikincide kurbanı olursun böyle.
Fabio'nun eski sevgilisi belalı kuzeniyle beraberdir ve adam bunu küçüklükte Fabio'nun dağ onun ise kız bisekletine sahip olması, lafta çok sevdiği büyük annesinin vasiyetini o değilde bizim pek ballı Fabio'nun alması ve şimdi de sevgilisinin sürekli Fabio'nun adını ağzına alıp her türlü - kesinlikle kadında cazgırlıkta sınır yok!- yapması üzerine Fabio'yu öldürme dürtüsü içindedir. Bizim saftiri çapkınımızda Isabel adında bir nişanlısı olduğunu söyler. E tam o arada Isabelimiz bir enkaz - harbi enkaz halindeydi kız 2 hafta hastanede geçirdi - halinde gelip "Ben kimim söyleyebilir misiniz?" diyince bizim kerata Fabio şanslı gününde olduğuna ve canının kurtulduğu sevinciyle derin bir oh çekip "Tabii, senin adın İsabel ve sen benim nişanlımsın" der ve başına aslında çok büyük bir bela açıcak komedinin başlamasına neden olur. Ben çok sevdim okumanızı tavsiye ederim.
Değerlendirme;
Çok eğlenceli gözüküyor =) ilk fırsatta okuyalım bakalım =)
YanıtlaSilUmarım beğenirsin. :)
Sil